9'uncu Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın kızı Zeynep Özal
çiftlikten çıkar çıkmaz çok özlediği oğullarına koştu.
Çocuklarıyla hasret gideren Özal "Bir çocuklarımı bir de acı
biberi özlemişim" diyor. Özal'la çiftlikte geçirdiği günleri
konuştuk.
* Çiftlik evinde yaşadığınız en büyük sıkıntı neydi?
Tuvaletin ve duşun dışarıda olması. Çünkü ben gece
korkuyordum gitmeye. Elimde fener, tuvalete gitmek için
sabahı bekliyordum, çok zorlandım çok.
* Kilo verdiniz mi?
İlk başta verdim ama sonra ekmek yapmaya başlayınca geri
alındı kilolar. Ekmekler o kadar güzel oluyordu ki Serenle
birlikte bol bol yiyorduk. Yün getirdiler çiftçinin üç
çocuğuna bere ve atkı ördüm hatıra kalsın diye. Hani köyde
kadınlar vardır sabah altıda kalkar, çamaşırını yıkar, evini
temizler, ekmeğini yapar sonra da örgü örer, aynen onlara
döndük Seren'le.
* En çok neyi özlediniz?
Çocuklarımı... Bir de acı biberi. Gelir gelmez acı biberle
salatalık yedim.
* Çocuklar sizin yokluğunuzda ne yapmışlar?
Evin altını üstüne getirmişler. Elenmem sanıyorlarmış
programın sonunda evden ayrılacağımı görünce ben gelene
kadar evi toplamışlar. Bir geldim ev toplanmış, bulaşıklar
makineye atılmış, yerler silinmiş, öldüm gülmekten. Bir de
'Anne seyrederken ağzımız çok sulanıyordu sac alalım da bize
de ekmek yap' dediler. Ekmek mayaladım pişireceğim bugün.
* Anneniz Semra Hanım da sizi çok destekledi...
Annem beni tanır. O da çiftlikte olsaydı bir cumhurbaşkanı
eşi olmasına rağmen evi çekip çevirirdi. O da çok
beceriklidir. Ben de annemden öğrendiklerimi yaptım zaten.
* 'Cumhurbaşkanı kızının o çiftlikte ne işi var?
Yakışmıyor!' diye eleştiriler aldınız. Ne diyeceksiniz
bunlara?
Ne yakışmıyor? Bir köyde, elektriksiz, susuz yaşamak mı
yakışmıyor? Bu şartlarda o kadar insan yaşıyor. Onlar
yaşıyorsa benim cumhurbaşkanı kızı olarak ne özelliğim var
ki yaşamayacağım? Ayrıca babam sağ olsaydı mutlaka sürpriz
yapar ve beni ziyaret ederdi.
* Çiftlik arkadaşlarınızı nasıl değerlendirirsiniz?
En aklı başında olan Hakan Ural. Çok beyefendi. Hiç
anlaşamayacağım kişi Yasemin Kozanoğlu. Paylaşmayı bilmiyor.
Bir de çok dağınık. İç çamaşırından çorabına kadar her şeyi
ortadaydı. Evden gittiği halde eşyalarını toplamaya devam
ettik. Seda Üren'i ilk gördüğümde 'eyvah yapamaz' demiştim
ama beni yanılttı. Seren çok iyi niyetli. Genç ve güzel...
Hatta makyajsız çok daha güzel.
* Harun Kolçakla çok iyi anlaştınız. Özellikle mutfakta.
Harun'la o kadar iyi anlaştık ki birlikte sağlıklı ve pratik
yemekler üzerine bir televizyon programı yapacağız.
|